Unilever ile Tişört Tasarımı ve Baskı Şöleni / Unilever & Bitti Gitti

Unilever'den yeni kurulan bir ekiptiler, hem innovasyon öğrenip hem kaynaşmak için Bitti Gitti'ye geldiler. Hemen 3 takıma ayırdık onları, ve yeni yılı kutlayan bir tişört tasarımı düşünmeleri için 10 dakika verdik.

2 saatin sonunda herkes kendi tişörtünü serigrafiyle basmıştı, bolca aşamadan geçerek ellerini kirletip Bitti Gitti usulü yaratıcılığı deneyimlemişti. Kendi renklerini icat eden de oldu, arkadaşlarına tişört basanlar da!

İşte sadece pamuktan oluşan baskıya hazır tişörtlerimiz!

Serigrafi baskı mı?

Serigrafi sıkıca gerili ipek çerçevelerle dünyayı değiştirme sanatıdır. Dijital baskıdan çok daha kaliteli ve uzun ömürlüdür, her türlü fikri akıldan dünyaya aynı günde geçirebilir. Şirketler için de çok büyük bir değerdir, çünkü bir şirketin etkinlik afişleri, hediye olarak verdiği tişörtler, müşterilerine gönderdiği broşürler, çalışanların kart vizitleri, kültürünü yansıtan objeler serigrafiyle yapılabilir.

Şu anda Türkiye'de tüm bunlar için dijital baskı kullanılıyor, oysa dijital baskıyla yaratılan ürünler makineler tarafından yaratılıyor, tekdüze ve insanlıktan uzak kalıyor. El yapımı ürünler marka değerini arttırmakla kalmıyor, müşterinin gözünde şirketi daha saygıdeğer yapıyor. Çalışanlar tarafından yaratıldıkları için de çok daha değerliler.

Serigrafi baskı'nın pratikliği her bir renk için bir kalıp çıkartılarak uygulanmasından gelir. Yani tek renkli bir tasarımı tek seferde dilediğiniz yüzeye basabilirsiniz. Unilever ekibi de yaratıcılığını tek renkli ama bir o kadar derin anlamlı tasarımlar bulmak üzere programladı.

3 takıma ayırdık Unilever ekibini ve 10 dakika içinde fikirleriyle gelmeleri üzere atölyede gezinip ilham almalarını rica ettik.

İş, zaman, gelecek hakkında dokunaklı bir tasarım fikri ilk gruptan geldi. Bitti Gitti'nin kurucusu Erbil Sivaslıoğlu da bu şahane fikir kompozisyonunu takım eşliğinde tasarladı. Gördüğünüz gibi keyifler yine yerinde.

ELLER KİRLENİR, ZİHİN TEMİZLENİR

Çerçevelere tasarımları yaktık ve boyalarla ragleleri her ekibin masasına koyduk. Her ekibe bir de yardımcı Bitti Gitti Muzur'u düşüyordu, ilk baskıları onlar yaptılar, ragle nasıl tutulur, her baskıdan sonra kalite kontrol nasıl yapılır, olası hataları bantla nasıl engellersin anlattıktan sonra Unilever ekibi hemen tasarımları tişörtlere aktarmak için başladı.

Kiremit renginde karar kılan bir ekip, kırmızı ve siyahı karıştırarak kendi boyasını elde etti, hatta düğün davetiyelerini bastırmaya gelen Büşra ve Fikri o renge o kadar bayıldı ki düğün davetiyelerinde kullandılar!

Solda **Omo Ürün Müdür Yardımcısı** Özge kendi tişörtünü basıyor, **Türkiye Ev ve Çamaşır Bakım Kategorisi Pazarlama Direktörü** Alper Eroğlu çerçeveyi sabit tutarak ona yardım ediyor.

Baskı işlemlerinde ilk başta ekip tedirgindi, ya çıkmazsa diye, tişörtlerden önce kağıtta denemeler yaptılar ve gerçekten de bilgisayardaki tasarımın aynen çıktığını gördüklerinde algıları bir anda değişti. Yumoş'la ilgili serigrafi baskılı bir kampanya fikri atıldı ortaya, yorganlara Yumoş ayısı ve el yapımı özel üretim yerel bir ürünün keyfi!

Böyle bağlantılar ancak elleri kirletmeye başladığında kurulabiliyor, serigrafi de kurumsal innovasyon için süper bir metod!

İşte bir fikrin 2 saat içerisinde bolca uygulanmış hali

2 saat içerisinde fikirden son ürüne kadar giden yolculuüa tanık oldu Unilever ekibi. Kendi tişörtlerini yapabildikten sonra şirketindeki sorumluluklarında daha da kendine güvenin artıyor, tasarım ve el işini birleştirdiğinde küçük ekipler halinde büyük sonuçlar alabiliyorsun. Şirket içinde toplantı öncesi prototip çıkarmak için bile fevkalade bir yöntem serigrafi.